İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
- Malay has many similarities with Indonesian.
Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
- There are similarities between the Indonesian and Polish flags.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.
- In a similar situation, I'd do the same.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
- These cities have similar traffic rules.