Paskalya İsa Mesih'in dirilişini kutlayan önemli bir Hıristiyan bayramıdır.
- Easter is an important Christian holiday celebrating the resurrection of Jesus Christ.
Bugün İzlanda'da ulusal bir bayramdır.
- Today is a national holiday in Iceland.
Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
- He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
- She talked her husband into having a holiday in France.
Ebeveynleriyle tatile çıkmayı reddetti.
- He refused to go on holiday with his parents.
Ne yazık, bu sene tatile çıkamayacaksınız!
- It's too bad that you won't be able to take a holiday this year!
Biz iki haftalık bir tatil yapacağız.
- We'll take a two-week holiday.
Sadece bir tatil yaptın.
- You just had a holiday.
Koşullar bana böyle bir tatil izin vermez.
- Circumstances do not permit me such a holiday.
Şimdi hiçbir şekilde hasta olmama izin verilmiyor. Yarın benim tatilim.
- I am, by no means, allowed to become ill now, tomorrow is my holiday.
I want to take a French course this summer holiday.