We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
Mary's boss is a bit too tactile for her liking.
- Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.
What's the difference between liking and loving someone?
- Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?