Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
Everyone has the right of equal access to public service in his country.
- Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
If you behave like a servant, you'll be treated like a servant.
- Bir hizmetçi gibi davranırsan, bir hizmetçi gibi davranılırsın.
He has only one servant to attend on him.
- Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.
Tom treated Mary like a maid.
- Tom Mary'ye bir hizmetçi gibi davrandı.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
We were waiting on him for ten minutes.
- On dakikadır ona hizmet ediyorduk.
Is anybody waiting on you?
- Size hizmet eden biri var mı?
Postal services are a government monopoly.
- Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
Is there postal service on Sunday?
- Pazar günü posta hizmeti var mı?
Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
Postal services are a government monopoly.
- Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
Why on earth did you take him to the station?
- Hangi akla hizmet onu istasyona götürdün?
After some freight cars were derailed, services were suspended on the Chuo Line.
- Bazı yük vagonları raydan çıktıktan sonra, hizmetler Chuo Hattı üzerinde askıya alındı.
He served his master well.
- O, efendisine iyi hizmet etti.
This hotel does not serve lunch.
- Bu otel öğle yemeği hizmeti vermez.
Here comes the server.
- İşte hizmetçi geliyor.
I'll be your server tonight.
- Bu gece hizmetçiniz olacağım.
He works at the welfare office.
- O, sosyal hizmetler müdürlüğünde çalışıyor.
The mission remains to serve others.
- Misyon başkalarına hizmet vermeye devam etmektedir.
No, you clean it! I'm not your skivvy! she said.
- O, Hayır, onu sen temizle! Ben senin hizmetçin değilim! dedi.