hissettirme

listen to the pronunciation of hissettirme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение hissettirme в Турецкий язык Английский Язык словарь

hisset
{f} felt

Words cannot describe the horror I felt. - Kelimeler hissettiğim korkuyu anlatamaz.

She felt uneasy when the children did not come home. - Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti.

hisset
{f} feeling

I'm not feeling too well. - Ben çok iyi hissetmiyorum.

I was not feeling very hungry. - Çok aç hissetmiyordum.

hisset
{f} sensing

Sensing danger, he ran away. - Tehlikeyi hissetti, kaçtı.

hissettirmek
make feel
hissettirmek
{f} hint
hisset
{f} feel

People with amputated limbs continue to feel them as if they were still there. - Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

hissettirmek
breathe
hissettirmek
hint at
hissettirmek
shadow out
hissettirmek
shadow forth
hissettirmek
adumbrate
hissettirmek
to let (someone) know about (something)
hissettirmek
to cause (someone) to perceive (something)
hissettirmek
make understand
hissettirmek
evoke
Турецкий язык - Турецкий язык
Hissettirmek işi
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
HİSSET
(Osmanlı Dönemi) Alçaklık
hisset
Cimrilik, pintilik
hisset
Cimri
hissettirmek
Hissetmesine sebep olmak, duyurmak, sezdirmek: "Hesapları araştırdığımı hissettiren bir vesikayı okuduğu zaman sarardı."- F. R. Atay
hissettirmek
Hissetmesine sebep olmak, duyurmak, sezdirmek
hissettirme
Избранное