Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Ben dağlarda yürümekten hoşlanırım.
- I like to hike in the mountains.
Muhtemelen gezintiden sonra biraz yorgun olacağız.
- We'll probably be a bit tired after the hike.
Tom, Mary'ye bir gezintiye çıkmayı söyledi.
- Tom told Mary to take a hike.
Yürüyüşe çıkmak için en iyi mevsim sonbahardır.
- Autumn is the best season for going on hikes.
Yürüyüşe çıkmak için tatilden faydalanalım.
- Let's take advantage of the vacation to go on a hike.
Dağda bazı yürüyüşçülerle karşılaştım.
- I met some hikers on the mountain.
Yürüyüşü iptal etmeliyiz.
- We should cancel the hike.
Leyla uzun yürüyüşünü bitirdi.
- Layla finished her long hike.