highest, prime, leading

listen to the pronunciation of highest, prime, leading
Английский Язык - Турецкий язык
Asal, önde gelen yüksek
top
{i} tepe

Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor. - Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.

Sonunda, onlar dağın tepesine ulaştı. - At last, they reached the top of the mountain.

top
{i}
top
{i} tepe nokta
top
(Bilgisayar) yukarı
top
(Bilgisayar) yukarıya
top
gölgede bırakmak
top
(Bilgisayar) üstten
top
kap
top
en üst kat
top
başına varmak (bir yerin)
top
yatırmak
top
üstünden geçmek
top
üstünü örtmek
top
üstünde bulunmak
top
doruk
top
en üstün yer
top
{s} en iyi

Tom en iyi bir özel okula gidiyor. - Tom goes to a top private school.

Tom en iyi mühendislerimizden biri. - Tom is one of our top engineers.

top
enen üst
top
en üstünzirve
top
en üstteki
Английский Язык - Английский Язык
{s} top
highest, prime, leading
Избранное