Mary renounced her moral values and became a nihilist.
- Mary ahlaki değerlerini reddetti ve bir hiççi oldu.
She knows nothing about your family.
- Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.
There is nothing concealed that will not be revealed.
- Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
I never read that book.
- O kitabı hiç okumadım.
I had never seen a panda until I went to China.
- Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
I hope that none of them got into an accident.
- Onlardan hiçbirinin kaza geçirmediğini umuyorum.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Nobody got zero in that test.
- Hiç kimse o testten sıfır almadı.
I have no plans whatsoever.
- Benim hiçbir planım yok.
In the old days, there were no telephones or electricity whatsoever.
- Eski günlerde hiçbir telefon ya da elektrik yokmuş.
In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.
- Düne karşın,bugün hiç sıcak değil.
It serves you right that you failed your exam. You didn't study for it at all.
- Sınavda başarısız olarak hakettiğin cezayı gördün,sınava hiç çalışmadın.
No river in the world is longer than the Nile.
- Dünyada hiçbir nehir Nil'den daha uzun değildir.
Have you ever seen Tokyo Tower?
- Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
- Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
I have no idea what I ought to do.
- Ne yapmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok.
What that politician said is not at all true.
- O politikacının söylediği hiç gerçek değil.
He is not at all a gentleman.
- O hiç centilmen değil.
It is far from easy to understand it.
- Bunu anlamak hiç de kolay değil.
I am far from satisfied with the result.
- Sonuçtan hiç memnun değilim.
You must be tired after a long day. No, not in the least.
- Uzun bir günün ardından yorgun olmalısın. Hayır, hiçbir şekilde.
She was not in the least pleased with my present.
- O, hediyemden hiç memnun olmadı.
Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
Nobody can control us.
- Hiç kimse bizi kontrol edemez.
Is there any home remedy for dust mites?
- Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?
Don't you ever dust this place?
- Bu yerin hiç tozunu almıyor musun?
When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
- O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
Whatever happens, I won't tell anybody about it.
- Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
- O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
Death in no way differs from life.
- Ölüm hiç bir şekilde yaşamdan farklı değildir
His logic is in no way defensible.
- Onun mantığı hiçbir şekilde savunulabilir değil.
Mary renounced her moral values and became a nihilist.
- Mary ahlaki değerlerini reddetti ve bir hiççi oldu.
He was born so poor that he received hardly any school education.
- O kadar fakir doğdu ki hiç okul eğitimi almadı.
There was hardly anyone in the room.
- Odada hiç kimse yoktu.
She is by no means angelic.
- O hiçbir şekilde anjelik değildir.
Her explanation is by no means satisfactory.
- Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
Do people ever accuse you of being superficial?
- İnsanlar seni hiç yüzeysel olmakla suçlar mı?
The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them.
- Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.
Have your ever followed the White Rabbit to its hole?
- Sen hiç beyaz tavşanı deliğine kadar izledin mi?