I don't like to speak in public. - Herkesin önünde konuşmaktan hoşlanmam.
I don't like to speak in public.
Herkesin önünde konuşmaktan hoşlanmam.
He was laughed at in public. - Herkesin önünde ona gülündü.
He was laughed at in public.
Herkesin önünde ona gülündü.