herkesi

listen to the pronunciation of herkesi
Турецкий язык - Английский Язык
everyone
You use everyone or everybody to refer to all people. Everyone feels like a failure at times You can't keep everybody happy. no one, nobody. every person = everybody
pron. each person
not including you
Everybody; commonly separated, every one
wszyscy [FSHIS-tsee] Looking at my crude pronunciation in brackets for this word, I can make an anagram of "fish" out of the letters in the first syllable Now I'm reminded of the instance in the New Testament where Jesus feeds more than 5,000 people with five loaves of bread and two fish Fish for everybody! Date of entry: 13 April 2000
You use everyone or everybody to refer to all the people in a particular group. Everyone in the street was shocked when they heard the news When everyone else goes home around 5 p.m. Lynn is still hard at work Not everyone thinks that the government is being particularly generous. no one, nobody
everybody, as in: Everyone at work says to tell you, "Get well soon "
herkes
everyone

Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work. - Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests. - Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

herkesi ilgilendiren
across the board
herkesi kapsayan
(deyim) across the board
herkesi kapsayan
(deyim) encompassing
herkesi ayağa kaldırmak
rag
herkesi kendine düşman görme
persecution mania
herkesi kendine düşman görme
persecution complex
herkesi saran ani his
flurry
herkes
everybody

He is liked by everybody. - O herkes tarafından sevilir.

Everybody knew that she was being pushy. - Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.

herkes
{i} all

They all laughed at his error. - Herkes onun hatasına güldü.

That dispute has been settled once and for all. - O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.

herkes
anyone

She accepts criticism from anyone but her parents. - O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.

He is richer than anyone else in this town. - O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.

herkes
each

Everybody should help each other. - Herkes birbirine yardım etmeli.

I wanted everyone to get along with each other. - Herkesin birbiriyle iyi geçinmesini istedim.

herkes
high and low
herkes
young and old
herkes
whoever

His parents helped whoever asked for their help. - Onun ebeveynleri yardımlarını isteyen herkese yardım etti.

You may give this picture to whoever wants it. - Bu resmi isteyen herkese verebilirsin.

herkes
all the world

A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world! - Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

herkes
one and all

Thank you one and all. - Herkese teşekkür ederim.

herkes
every mother's son
herkes
anybody

Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks. - Tom ve Mary hem çok nazikler hem de isteyen herkese yardımcı olacaklar.

The giant was not loved by anybody. - Dev herkes tarafından sevilmiyordu.

Herkes
all hands
allah herkesi korusun
God bless all
herkes
everyone else

Everyone else waited. - Başka herkes bekledi.

Tom decided to say nothing until everyone else had given their opinions. - Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.

herkes
everybodys
herkes
to a man
herkes
everybody, everyone
herkes
every damned one
herkes
everybody, everyone, all
herkes
people

If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser. - Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.

Tom thinks people shouldn't eat in public. - Tom insanların herkesin önünde yemek yememeleri gerektiğini düşünüyor.

herkes
the whole caboodle
herkes
all and sundry
herkes
last

Death is like a race in which everyone tries to finish last. - Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.

Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America. - Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.

herkes
every man jack
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение herkesi в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Herkes
cümle alem
Herkes
ortalık
Herkes
kâinat
herkes
İnsanların bütünü
herkes
İnsanların bütünü: "Neylersin ölüm herkesin başında / Uyudun uyanmadın olacak."- C. S. Tarancı
herkes
Olur olmaz kimseler
herkes
Olur olmaz kimseler: "Rastgele herkes nasihat vermeye başlamıştır."- B. Felek
herkesi
Избранное