The president appointed each man to the post.
- Genel müdür her bir adamı görevine atadı.
She treated each of us to an ice cream.
- O, her birimize bir dondurma ikram etti.
He comes here every few days.
- O her birkaç günde buraya gelir.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
- Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
Do you know either of the two girls?
- İki kızın her birini tanıyor musun?