her zamankinden

listen to the pronunciation of her zamankinden
Турецкий язык - Английский Язык
the usual
than ever before
her zaman
always

Bill is always honest. - Bill her zaman dürüsttür.

Mother always gets up early in the morning. - Anne her zaman sabahları erken kalkar.

her zaman
ever

You can't expect me to always think of everything! - Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

Every time I hear that song, I think of my high school days. - O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.

her zaman
any time

Any time will suit me. - Her zaman bana uygun olacaktır.

An earthquake can happen at any time. - Bir deprem her zaman olabilir.

her zaman
for ever

Tom always blames Mary for everything. - Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.

Tom always blames me for everything. - Tom her zaman beni her şey için suçluyor.

her zaman
everytime
her zaman
all the time

The New York Times reviews her gallery all the time. - The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir.

On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time. - İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.

her zaman
routinely
her zaman
year

There's always next year. - Her zaman gelecek yıl vardır.

Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time. - Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu.

her zaman
all times
her zaman
all the while

He kept smoking all the while. - O her zaman sigara içmeye devam etti.

She did nothing but cry all the while. - O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

her zaman
invariably
her zaman
in season and out of season
her zaman
forever

It feels like I've known you forever. - Seni her zaman tanıdım gibi geliyor.

He who asks is a fool for five minutes, but he who does not ask remains a fool forever. - Soran beş dakika bir aptaldır fakat sormayan her zaman bir aptal kalır.

her zaman
at any time

An earthquake can happen at any time. - Bir deprem her zaman olabilir.

An accident may happen at any time. - Bir kaza her zaman olabilir.

her zaman
(deyim) for ever and a day
her zaman
every time

Every time I hear that song, I think of my high school days. - O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.

Tom became tired of always having to pay the bill every time he went out with Mary. - Tom, Mary ile birlikte her çıkışında her zaman hesabı ödemek zorunda kalmaktan usandı.

her zaman
e'er
her zaman
evermore
her zaman
night and day
her zaman
all along

It was you all along, wasn't it? - O her zaman sendin, değil mi?

her zaman
any old time
her zaman
always, for ever, forever, evermore
her zaman
not always
her zaman
each time
her zaman
anytime

You're welcome back anytime. - Her zaman tekrar gelebilirsin.

Ask me anything anytime. - Bana her zaman bir şey sor.

her zaman
at all times

Mary keeps her laptop with her at all times. - Mary dizüstü bilgisayarını her zaman yanında bulundurur.

Keep clear at all times. - Her zaman açık tutun.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение her zamankinden в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Her zaman
daima
Her zaman
(Osmanlı Dönemi) YEKSAN
Her zaman
her dem
her zaman
Ara vermeden, sürekli, daima, sık sık
her zamankinden
Избранное