All of you are familiar with the truth of the story.
- Hepiniz gerçek hikayeyi biliyorsunuzdur.
All of you are diligent.
- Hepiniz çalışkansınız.
I'm always bored with films that have little action.
- Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.
She always looks pale.
- O hep soluk görünüyor.
I do it all the time.
- Ben bunu hep yaparım.
The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
- Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
Every time I read this novel, I find it very interesting.
- Ne zaman bu romanı okusam bana hep çok ilginç gelir.
I've waited forever for this day to come.
- Hep bugünün gelmesini bekledim.
And they all lived happily ever after.
- Ve ondan sonra hep mutlu yaşadılar.
I had a lot of money, but spent everything.
- Çok param vardı ama hepsini harcadım.
Why would you ever want to work on Wall Street?
- Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin?
This is an omnivorous species.
- Bu hepçil bir türdür.
Wolverine is omnivorous.
- Porsuk bir hepçildir.
She made coffee for all of us.
- O hepimiz için kahve yaptı.
He is the heaviest of us all.
- O hepimizin en ağırıdır.