Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.
- The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
Bariyerde biletini göster.
- Show your ticket at the barrier.
Tom dün üç kalıp sabun aldı.
- Tom bought three bars of soap yesterday.
Tom bir kalıp çikolata satın aldı.
- Tom bought a bar of chocolate.
Kapıyı sürgüleyip kilitledik.
- We barred the door and locked it.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Seni demir parmaklıklar ardında görmek istiyorum.
- I want you behind bars.
Tom uzun süredir demir parmaklıkların arkasında.
- Tom has been behind bars for a very long time.
Ben kollarımı zar zor oynatabiliyorum.
- I can barely move my arms.
Sol kolumu zar zor bükebiliyorum.
- I can barely bend my left arm.