helâl

listen to the pronunciation of helâl
Турецкий язык - Английский Язык
halal

Where is a halal restaurant? - Nerede bir helal restoran var?

Fadil ate halal food. - Fadıl helal gıda yedi.

lawful
lawful spouse
canonically
legitimate
colloq. (lawful) wife
(Islam) canonically lawful, permissible, legitimate
legitimately, by legitimate means
(Konuşma Dili) (lawful) wife
Islam canonically lawful, permissible, legitimate
Islamic dietary laws which control the preparation of food; something that is legal and allowed in Islam
(canonically) lawful, legitimate, permissible; lawful spouse
helal etmek
give up something to somebody
helal!
good job
helal etmek
to give up (a legitimate claim) to (another); to give (something) to (someone) willingly
helal etmek
to give up sth to sb
helal olsun!
1. It's all yours!/Take it with my blessing (and enjoy it)! 2. Bravo!/Good for him!
helal para
1. Islam money earned in a canonically lawful way. 2. money that's been honestly earned, honest earnings
helal süt emmiş
(deyim) as straight as a die
helal süt emmiş good, upright, worthy
(person)
helal ü hoş olsun!
1. It's all yours!/Take it with my blessing (and enjoy it)! 2. I don't want anything for what I've done!
hakkını helal etmek
to give up something willingly
hakkını helal etmek
renounce one's rights in something
anamın ak sütü gibi helal olsun
(Konuşma Dili) You're welcome to it
hakını helal etmek
to renounce one's rights in something; to give up something willingly
haram helal ver Allahım, garip kulun yer Allahım
(Konuşma Dili) He will make a profit from anything, with no regard for right and wrong
yahudilerce helal sayılan yiyecek
kosher food
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) İhramdan çıkan hacı
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın müsaade ettiği şey. Haram olmayan. Dinî bakımdan kullanılmasında, yenilip içilmesinde, dinlenmesi veya bakılmasında yahut dokunulmasında nehiy olmayan
Kurallara, geleneklere uygun
Dinin kurallarına aykırı olmayan, dince yasaklanmamış olan, haram karşıtı: "Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal."- M. A. Ersoy
Kurallara, geleneklere uygun olarak
Dinin kurallarına aykırı olmayan, dince yasaklanmamış olan, haram karşıtı
Kurallara, geleneklere uygun (olarak)
Nikâhlı eş
(Osmanlı Dönemi) dinen yapılmasına izin verilen
(Osmanlı Dönemi) TIYBE
(Osmanlı Dönemi) HILL
helal etmek
Tanrı'yı tanık tutarak (bir şeyi) bağışlamak
helal olsun
Bir hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için kullanılır
helal olsun
Bir davranış karşısında sitemle söylenir
helal olsun
"hakkımı helâl ediyorum" anlamında kullanılır
helâl
Избранное