Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- We heard the boy playing the violin.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.