These are gifts for my friends.
- Bunlar, arkadaşlarım için hediyeler.
Tom brings us gifts whenever he visits.
- Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
My uncle gave him a present.
- Amcam ona bir hediye verdi.
My uncle gave him a present.
- Dayım ona bir hediye verdi.
She meant this gift for you.
- Bu hediye sizin için.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
Is there a souvenir shop in the hotel?
- Otelde bir hediyelik eşya dükkânı var mı?
Is there any souvenir shop around here?
- Bu çevrede bir hediyelik eşya dükkanı var mı?
I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.
- Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım.
Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.
- Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.