Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.
- Many stars shine in the heavens.
Göklerde ve yerde aşkın veremeyeceği hiçbir şey yok.
- There is nothing in the Heavens and on the Earth that love cannot give.
Horatio, Cennette ve Dünyada sizin felsefenizde hayal edilenden çok daha fazla şeyler vardır.
- There are more things in Heaven and Earth, Horatio, than are dreamt of in your philosophy.
Cennette sevmek için bekleyebilirim.
- I can wait to love in heaven.
Allah insanlara hayat verir ve onların her türlü arzularına sahip olmalarına sebep olur.
- Heaven gives life to people and causes them to have all kinds of desires.
Allah göğü ve yeri yarattı.
- God created the heaven and the earth.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
- Thousands of stars shone in the heavens.
Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.
- Many stars shine in the heavens.
Tanrıya şükürler olsun! Ben zamanında geliyorum.
- Heaven be praised! I come on time.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
O, haberi duyduktan sonra mutluluktan havalara uçtu.
- After he heard the news, Tom was in seventh heaven.
Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.
- Thousands of stars shone in the heavens.
Uzayda sayısız gök cisimleri var.
- There are countless heavenly bodies in space.
No sooner had we left the house than the heavens opened.
Soaking in a warm bath after a long day at work is sheer heaven.
... had a chariot that he could ride across the heavens. We will finally have that flying ...
... The principals, the mathematical principals that guide the heavens. ...