Ona yürekten teşekkür ettim.
- I thanked him from the bottom of my heart.
O konuklarını yürekten ağırladı.
- She gave her guests a hearty reception.
Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
- With her heart pounding, she opened the door.
Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
- We had a heart-to-heart talk with each other.
Ben seni gönülden destekliyorum.
- I heartily support you.
O canı gönülden yaptı.
- He put all his heart and soul into it.
Beklenildiği gibi, Yeni Yıl Arefesinde Tom cesaret buldu ve topallayarak partiye yürüyebildi.
- Tom took heart and, sure enough, on New Year's Eve he was able to hobble along to a party.
Şimdi cesaretini kaybetme.
- Don't lose heart now.
Benim bir kupa kızım var.
- I've got a queen of hearts.
Bende kupa valesi var.
- I've got the jack of hearts.
Cheesecake Factory'de canımın istediği kadar peynirli kek yemek istiyorum.
- I'd like to eat cheesecake to my heart's content at The Cheesecake Factory.
O canı gönülden yaptı.
- He put all his heart and soul into it.
Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.
- I've got a bad heart: coronary artery disease.
Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti.
- Fear crept into my heart and settled there.
Çok üzgündü ve kendini astı.
- He was heartbroken and hanged himself.
Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.
- Many letters of encouragement refreshed my sad heart.
I heart you (I love you).
Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!
- Open your heart; write beautiful love sentences!
Zeki bir adam bir kadını derinden sevse bile, ona olan aşkını asla göstermez, ama sadece onu yüreğinde tutar.
- Even if an intelligent man loves a woman deeply, he will never show his love to her, but merely keep it in his heart.
At last she spoke in a low voice, hesitating slightly, nevertheless going with incisive directness into the very heart of the problem.
The further we delve into this story, the more convinced we become of one thing: We heart the Goss.
We provided a lot of brains and a lot of heart to the response when it was needed, says Sandra Sanchez, director of AFSC's Immigrants' Voice Program in Des Moines.
Aw. Thank you. The Cherub kissed the air between them and sent a small cluster of tiny red hearts at her.
... And newspapers, which are the heart of, I think, democracy, ...
... Expertise is at the heart of all progress, right? ...