It is an ancient midden, presently an archaeological treasury.
- Eski bir çöp yığını şu anda arkeolojik bir hazinedir.
If you must kill, kill an elephant and if you must rob, rob a treasury.
- Eğer öldürmen gerekiyorsa bir fili öldür ve eğer bir soygun yapman gerekiyorsa bir hazine soy.
Tom stopped looking for the treasure and went back home.
- Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.
Who finds a friend, finds a treasure.
- Bir arkadaş bulan bir hazine bulur.