Tom has got to get ready for dinner.
- Tom akşam yemeği için hazırlanmak zorunda.
How long does it take you to get ready for school?
- Okul için hazırlanmak ne kadar zamanını alır.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
Sami had to be prepared to take risks.
- Sami risk almak için hazırlanmak zorundaydı.
I have to prepare for the test in English.
- İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
I have to prepare for the test.
- Test için hazırlanmak zorundayım.
My meals are prepared by my mother.
- Benim yemekler annem tarafından hazırlanmaktadır.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
The cook prepares different dishes every day.
- Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
We failed due to a lack of preparation.
- Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.
She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
He was in charge of preparing a magazine for publication.
- O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
Tom prepared dinner by himself.
- Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.
Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.