Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

hayli̇

listen to the pronunciation of hayli̇
Турецкий язык - Английский Язык

Определение hayli̇ в Турецкий язык Английский Язык словарь

hayli
quite, fairly, pretty; much, many; a lot
hayli
a great many
hayli
pretty
hayli
plenty of

Tom is in plenty of danger already. - Tom zaten hayli tehlikede.

Tom has plenty of options. - Tom'un hayli seçeneği var.

hayli
frequently, a lot
hayli
many; much
hayli
a good many

He received a good many letters this morning. - O, bu sabah bir hayli mektup aldı.

hayli
considerable

I've been under considerable pressure to resign. - İstifa etmek için hayli baskı altındayım.

Air provides considerable thermal insulation when trapped in a chamber. - Hava bir odada sıkıştırıldığında hayli ısı yalıtımı sağlar.

hayli
much
hayli güç
pretty difficult
hayli
highly

Artists are highly respected in France. - Fransa'da sanatçlara hayli saygı gösterilir.

The Japanese telephone system is highly efficient. - japon telefon sistemi hayli etkindir.

bir hayli
many

He received a good many letters this morning. - O, bu sabah bir hayli mektup aldı.

We have many members. - Bir hayli üyemiz var.

hayli
a good bit
hayli
sort of

Tom was sort of shy as a kid. - Tom bir çocuk olarak hayli utangaçtı.

hayli
fairly
hayli
a lot

You have a lot of experience in computers, don't you? - Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi?

You bought a lot of jewels. - Bir hayli mücevher satın aldın.

hayli
quite

Now that Tom is unemployed, he has quite a bit of free time. - Mademki Tom işsiz onun bir hayli boş zamanı var.

The torrential rain did quite a bit of damage. - Şiddetli yağmur bir hayli zarara yol açtı.

hayli
muchly
hayli
goodish
bir hayli
a great deal

I admire Tom a great deal. - Tom'a bir hayli hayranım.

I've thought about this a great deal. - Bunun hakkında bir hayli düşündüm.

bir hayli
a good deal, a great deal, notably
bir hayli
numerous
hayli
round
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) f. Oldukça. Epeyce. Çok. Bir takım. Kesir. Bol
hayli
Epey, oldukça çok
hayli
Oldukça
hayli
Epey, oldukça çok: "Akşamları Zeyno, çeşme başında hayli zor bir duruma düşüyordu."- H. E. Adıvar
bir hayli
Oldukça
bir hayli
Epey, çok, hayli
hayli̇
Избранное