She sighed with disappointment at the news.
- Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.
The party was a big disappointment.
- Parti büyük bir hayal kırıklığıydı.
My mother was disappointed by my failure.
- Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
I am disillusioned with you.
- Seninle hayal kırıklığı duyuyorum.
We were disillusioned with the result.
- Sonuçtan dolayı hayal kırıklığına uğradık.
When the food is bad, it's a real letdown.
- Yemek kötü olduğunda, gerçek bir hayal kırıklığıdır.
It was such a letdown.
- Böylesine bir hayal kırıklığıydı.