Английский Язык - Турецкий язык
Определение having sense, produced by sensation в Английский Язык Турецкий язык словарь
- sensitive
- duyarlı
Isıya karşı çok duyarlıyım.
-I am very sensitive to heat.
Bir köpek kokuya duyarlıdır.
-A dog is sensitive to smell.
- sensitive
- hassas
Tom hassas bir çocuk.
-Tom is a sensitive child.
Bir çocuk annesinin sevgisine karşı çok hassastır.
-A child is very sensitive to its mother's love.
- sensitive
- {s} içli
- sensitive
- çabuk etkilenen
- sensitive
- (Tıp) sansitif
- sensitive
- duyar
Bir köpek kokuya duyarlıdır.
-A dog is sensitive to smell.
Eleştiremeyecek kadar çok duyarlısın.
-You are too sensitive to criticism.
- sensitive
- hassaslık
- sensitive
- narin
- sensitive
- çok duygusal
- sensitive
- alıngan
O kadar alıngan olma.
-Don't be so sensitive.
- sensitive
- duyguları çok iyi belirten
- sensitive
- (Biyoloji) sensitif
- sensitive
- hassas kimse
- sensitive
- alıngan kimse
- sensitive
- (Askeri) HASSAS: Açıklanması himayesinde bulundurduğu kişinin güvenliğine tehdit, yüz kızarıklığı ve ihlal oluşturan özel koruma gerektiren. Bir kuruluş, tesis, şahıs, mevki-makam, doküman, malzeme veya faaliyete tatbik edilebilir
- sensitive
- {s} to -e duyarlı, -e hassas
- sensitive
- (sıfat) duyarlı, hassas, alıngan, duygulu, içli
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение having sense, produced by sensation в Английский Язык Английский Язык словарь
- {a} sensitive
having sense, produced by sensation
Расстановка переносов
ha·ving sense, pro·duced by sen·sa·tionПроизношение
Resimler
Избранное