Bunu yapabilen üç adamdan biriyim.
- I'm one of the three guys who were able to do that.
Bu kadar uzağa yürüyebildiği için, o güçlü bacaklara sahip olmalı.
- Since he was able to walk so far, he must have strong legs.
Tom güçlükle uyanık kalabildi.
- Tom is barely able to stay awake.
Onlar yetenekli öğrenciler.
- They're able students.
O oldukça yetenekli bir adamdı.
- He was an extremely able man.