Sanırım işim anlamsız.
- I think my job is pointless.
Hayat zalim; fakat anlamsız değil.
- Life is cruel but not pointless.
O, işinin yararsız olduğunu düşünüyor.
- She thinks her job is pointless.
Sana bunun yararsız olmadığını söyledim.
- I told you it wasn't pointless.
The sequel to the film was even more pointless than the original.