having a lot of money and possessions

listen to the pronunciation of having a lot of money and possessions
Английский Язык - Турецкий язык

Определение having a lot of money and possessions в Английский Язык Турецкий язык словарь

a lot of
birçok

Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir. - A lot of English words are derived from Latin.

Yolda birçok hayvan gördü. - He saw a lot of animals on the road.

rich
{s} zengin

Van Horn ailesi zengindi. - The Van Horn family was rich.

O zengin olmasına rağmen mutlu değil. - Though he is rich, he is not happy.

rich
{s} verimli

Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır. - The basin of a river usually has rich farmland.

rich
{s} pahada ağır
rich
{s} bereketli
rich
{s} varlıklı

Ailem varlıklı değildir. - My family is not rich.

rich
{s} değerli
a lot of
sürüsüne bereket
a lot of
bini bir paraya
rich
kalın
rich
varsıl
rich
kalorisi yüksek
a lot of
bir dünya
a lot of
külli
a lot of
çok

Ailesini çok endişelendirdi. - He caused his parents a lot of anxiety.

Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir. - Japan consumes a lot of paper.

a lot of
niçe-niçe
a lot of
kârlı
rich
pahalı

Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar. - Rich people show off with their expensive watches.

rich
dolgun
rich
ağır

Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu. - An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.

rich
(the ile) zenginler
rich
varlı

Bütün varlığını kaybetti. - He lost all his riches.

Ailem varlıklı değildir. - My family is not rich.

rich
çok

Çok zengin olduğunu duyuyorum. - I hear you're very rich.

Bazen zengin insanlar çok parası olmayan diğer insanlara tepeden bakarlar. - Sometimes rich people look down on other people who do not have much money.

a lot of
bir çok

Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı. - Recently, there's been a lot of talk about distance education.

Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun. - You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.

a lot of
çok/pek çok (şey): She bought a lot of books. Çok kitap aldı
rich
para

Zengin olsam, ona para vermem. - Even if I were rich, I wouldn't give money to him.

Zengin olsaydım, ben sana biraz para verirdim. - If I had been rich, I would have given you some money.

rich
{s} anlamlı

Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir. - The French language is rich in synonyms.

rich
(sıfat) paralı, zengin, varlıklı, bereketli, verimli, değerli, pahada ağır, pahalı, bol, yoğun, besin değeri yüksek, besleyici, ağır (yiyecek), canlı (renk), gür, esprili, komik, nükteli, anlamlı
Английский Язык - Английский Язык
rich
A lot of
gobs of

He wants to make gobs of money selling cassettes.

a lot of
very much, very many
having a lot of money and possessions

    Расстановка переносов

    ha·ving a Lot of mon·ey and possessions

    Турецкое произношение

    hävîng ı lôt ıv mʌni ınd pızeşınz

    Произношение

    /ˈhavəɴɢ ə ˈlôt əv ˈmənē ənd pəˈzesʜənz/ /ˈhævɪŋ ə ˈlɔːt əv ˈmʌniː ənd pəˈzɛʃənz/
Избранное