Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
- The sound was annoying but harmless to the human body.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır.
- Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim.
- I never meant you any harm.
Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum.
- I promise you I won't do anything to harm you.
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
- Do you think television does children harm?
Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one will harm you.
Kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one's going to harm you.