Please don't lean out of the window when we're moving.
- Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
You'll have to get a move on if you want to catch the train.
- Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.
The people who live in Japan must act according to the Japanese country constitution.
- Japonya'da yaşayan insanlar Japon ülkesi anayasasına göre hareket etmelidir.
It is imperative for you to act at once.
- Derhal hareket etmen zorunludur.