Tom has been in prison for three years.
- Tom üç yıldır hapiste.
Tom concealed the fact that he had been in prison.
- Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
I want her behind bars.
- Onu hapiste istiyorum.
I want you behind bars.
- Seni hapiste istiyorum.
Tom's father is in jail.
- Tom'un babası hapishanededir.
Tom doesn't want to spend the rest of his life in jail.
- Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.
The judge sentenced Tom to three years imprisonment.
- Hakim Tom'u üç yıl hapis cezasına çarptırdı.
Such an offence is punished by a fine and/or imprisonment.
- Böyle bir suç ceza ve / veya hapis ile cezalandırılır.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
The man was given a life sentence.
- Adama ömür boyu hapis cezası verildi.
Tom was sentenced to 20 years in prison.
- Tom hapishanede yirmi yıla mahkûm edildi.
Ten prisoners broke out of jail.
- On mahkûm hapishaneden çıktı.
Tom was taken prisoner.
- Tom hapishaneye götürüldü.
Mary was wrongly imprisoned for nearly 10 years.
- Mary neredeyse 10 yıl haksız yere hapis cezasına çarptırılmıştı.
Tom was imprisoned for life at a state penitentiary.
- Tom'a bir devlet cezaevinde ömür boyu hapis cezası verildi.
Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
- Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
He was in prison on a charge of robbery.
- Soygun suçlamasıyla hapisteydi.
Confinement can drive you insane.
- Hapis birini çıldırtabilir.