demotic script is a simplified, cursive form of hieroglyphs used in ancient egypt.
demotic Greek.
Note the intrusion into British demotic (“me and Cheryl were having”) of the valley-girl quotative be, like.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
Let's keep public places clean.
- Halka açık yerleri temiz tutalım.
I used to like folk music.
- Halk müziğinden hoşlanırdım.
My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
- Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
The British people in general are extremely fond of their pets.
- İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
Tom's death shocked the community.
- Tom'un ölümü halkı şok etti.
Tom went to community college.
- Tom halk eğitim merkezine gitti.
In the 1960s, folk music was very popular.
- 1960'larda halk müziği çok popülerdi.
Die Lorelei is a popular German folk song.
- Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.
That island's population lives on fishing.
- O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.
The local population helps fight forest fires.
- Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.
The people of this country have become disillusioned with the political establishment.
- Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.
In my country, our people don't like others who are cleverer than them.
- Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
Many peoples live in Asia.
- Birçok halklar Asya'da yaşar.
Native Americans are the indigenous peoples of the United States.
- Kızılderililer, Birleşik Devletler'in yerli halkıdır.
Where do your folks live?
- Senin ev halkı nerede yaşıyor?
I've already sung three folks songs tonight.
- Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.
The British people in general are extremely fond of their pets.
- İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.
- Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
Democracy is the government of the people, by the people, for the people.
- Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.
The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
In many areas, there was little food and the people were hungry.
- Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.
The president of the republic is chosen by the people.
- Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
They went to the community pool.
- Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
Classes at the community center are free.
- Halkevindeki sınıflar ücretsiz.