demotic script is a simplified, cursive form of hieroglyphs used in ancient egypt.
demotic Greek.
Note the intrusion into British demotic (“me and Cheryl were having”) of the valley-girl quotative be, like.
Please refrain from smoking in public places.
- Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
The castle has been restored and is open to the public.
- Kale restore edildi ve halka açık.
Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
- Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
In the 1960s, folk music was very popular.
- 1960'larda halk müziği çok popülerdi.
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
Some young Japanese people prefer being single to being married.
- Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
She sacrifies herself for the community.
- Halk için kendini kurban ediyor.
They went to the community pool.
- Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
Die Lorelei is a popular German folk song.
- Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.
Nixon won the election of 1972 by a huge popular vote.
- Nixon, 1972 yılı seçimini büyük bir halk oyuyla kazandı.
The local population helps fight forest fires.
- Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.
The population was crushed by the taxes.
- Halk, vergiler tarafından ezildi.
In my country, our people don't like others who are cleverer than them.
- Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.
The government of this country oppresses its people.
- Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
Long live the brotherhood of all peoples.
- Yaşasın tüm halkların kardeşliği.
Our peoples have more in common than can be seen at first sight.
- Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.
Folks are pulling together.
- Halk birlik içinde çalışır.
I've already sung three folks songs tonight.
- Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.
The British people in general are extremely fond of their pets.
- İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
Democracy is the government of the people, by the people, for the people.
- Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.
The new law was enforced on the people of the island.
- Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.
The people voted in November.
- Halk Kasım ayında oy verdi.
Tom's death shocked the community.
- Tom'un ölümü halkı şok etti.
Classes at the community center are free.
- Halkevindeki sınıflar ücretsiz.