hak etmeyen

listen to the pronunciation of hak etmeyen
Турецкий язык - Английский Язык
undeserving
unworthy
hak et
{f} merited
hak et
deserve

Everyone has what he deserves. - Herkes hak ettiğini alır.

He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve. - Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.

hak et
{f} deserving

This hotel is far from deserving the four stars the guidebook gives it. - Bu otel rehber kitabın verdiği dört yıldızı hak etmekten uzaktır.

cezayı hak etmeyen
unpunishable
hak et
deserved

Tom deserved what he got. - Tom aldığını hak etti.

You deserved everything you got. - Aldığın her şeyi hak ettin.

hak et
{f} merit
hak etmeyen
Избранное