Saç tıraşı olmanın zamanı çoktan geldi.
- It's high time you had a haircut.
Kısa saç stilini severim.
- I like the short hairstyle.
Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
- He has unsightly hairs growing out of his ears.
Onun tüylü bir göğsü var.
- He has a hairy chest.
Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
- The skin of animals is covered with hair.
Çorbamda bir kıl var.
- There's a hair in my soup.
It might sound far-fetched, but this is a real problem.
- Das mag wie an den Haaren herbeigezogen erscheinen, aber es ist ein echtes Problem.