He prided himself on his punctuality.
- O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.
She takes pride in her high school.
- O, lisesi ile gurur duyuyor.
Many parents take pride in their children.
- Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
Tom must be proud of himself.
- Tom kendisiyle gurur duymalı.
I want you to be proud of me.
- Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.