Her zaman gösteri işine girmek istedim.
- I always wanted to go into show business.
O arabaya girmek istedi.
- She wanted to go into the carriage.
Ayrıntıya girmeyelim.
- Let's not go into details.
Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
- The system will go into operation in a short time.