glaubend

listen to the pronunciation of glaubend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение glaubend в Английский Язык Турецкий язык словарь

thinking
düşünme

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Üç gün boyunca bir şey yememişti, adamın gıda dışında herhangi bir şey hakkında düşünme sorunu vardı. - The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.

believing
inançlı
believing
mümin
believing
itikatlı
believing
{i} inanış
believing
imanlı
thinking
düşünüş
thinking
görüş

Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum. - I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.

thinking
düşünceli
thinking
düşünerek

O bütün zamanını erkek çocuklarını düşünerek geçirir. - She spends all her time thinking about boys.

Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu. - The waitress flirted with Tom thinking that he'd leave her a larger tip.

believing
{f} inan

Ona inanmak için onun iyi dayanakları var. - He has good grounds for believing that.

Tom'un Mary'nin gerçekten onunla birlikte çıkmak isteyeceğine inanma sorunu vardı. - Tom had trouble believing that Mary would actually want to go out with him.

thinking
{f} düşün

Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem. - I can not hear that song without thinking of my high school days.

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

believing
{i} kanma
believing
(isim) kanma
believing
iman eden
believing
inanan
thinking
{i} tasavvur
Немецкий Язык - Английский Язык
thinking
fancying that …
guessing
believing