I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
- Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
She tried to hide her mistake from us.
- O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
Now the mountain is hidden by the clouds.
- Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
The sun was hidden in the moon's shadow.
- Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
We can normally conceal our thoughts from others.
- Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.
Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
- Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
He disguised himself as a salesman and visited her house.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.
She disguised herself as him.
- O, kendini o olarak gizledi.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
Tom concealed the fact that he had been in prison.
- Tom hapiste olduğu gerçeğini gizledi.
Tom concealed his anger from Mary.
- Tom öfkesini Mary'den gizledi.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
Tom disguised himself as a priest.
- Tom bir rahip olarak kendini gizledi.