Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
She wore a blue dress made by her mother for the concert.
- O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.
Please look at the girl who wore the blue clothes.
- Lütfen mavi elbise giymiş şu kıza bak.
I've worn holes in my socks.
- Delik çoraplarımı giydim.
I noticed that she had worn a new hat.
- Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.
That's a pretty dress you have on.
- Giydiğin güzel bir elbisedir.
Tom didn't have on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giymemişti.
Tom put on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giydi.
Tom took off his clothes and put on his pajamas.
- Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
She was wearing dark brown shoes.
- O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.