Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
Please look at the girl who wore the blue clothes.
- Lütfen mavi elbise giymiş şu kıza bak.
She wore a blue dress made by her mother for the concert.
- O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.
I've worn holes in my socks.
- Delik çoraplarımı giydim.
I noticed that she had worn a new hat.
- Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.
What do you have on for tomorrow night?
- Yarın gece için ne giyersin?
That's a pretty dress you have on.
- Giydiğin güzel bir elbisedir.
Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
- Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
Tom took off his clothes and put on his pajamas.
- Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
Who's wearing the blue T-shirt?
- Mavi tişörtü kim giyer?