I didn't hear you come in.
- İçeri girdiğini duymadım.
We didn't hear you come in.
- İçeri girdiğini duymadım.
He got into this school in September last year.
- Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.
Would you mind telling me how you got into my office?
- Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
Tom tried to get into the locked room.
- Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
Tom studied hard so he could get into college.
- Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.
This ticket allows two people to enter.
- Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
The system will go into operation in a short time.
- Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
Tom wanted to go into politics.
- Tom siyasete girmek istedi.