Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Kız ince belli bir kadın haline geldi.
- The girl has grown into a slender woman.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Kız arkadaşına doğru koştum.
- I ran into your girlfriend.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Tom kız gibi kıkırdadı.
- Tom giggled girlishly.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.