May I come in? Yes, certainly.
- İçeri girebilir miyim? Evet, kesinlikle.
She beckoned me to come in.
- O bana içeri girmem için işaret etti.
Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car.
- Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.
Tom got into bed and turned off the light.
- Tom yatağa girdi ve ışığı kapattı.
Does Tom get into the city very often?
- Tom çok sık şehre girer mi?
Tom tried to get into the locked room.
- Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
This ticket allows two people to enter.
- Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
I saw Jane go into her classroom with a smile.
- Jane'nin tebessümle sınıfana girdiğini gördüm.
Tom wanted to go into politics.
- Tom siyasete girmek istedi.