Though he was untested, it soon became evident that he had the chops to run with the big boys.
He chops wood all day.
May I come in? Yes, certainly.
- İçeri girebilir miyim? Evet, kesinlikle.
She beckoned me to come in.
- O bana içeri girmem için işaret etti.
Would you mind telling me how you got into my office?
- Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
Tom got into bed and turned off the light.
- Tom yatağa girdi ve ışığı kapattı.
Does Tom get into the city very often?
- Tom çok sık şehre girer mi?
Tom tried to get into the locked room.
- Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
- İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
I saw him go into the toilet a few minutes ago.
- Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.
The system will go into operation in a short time.
- Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
We gave them our input.
- Onlara bizim veri girişini verdik.
Any input would be appreciated!
- Herhangi bir veri girişi takdir edilecektir!