There is nothing to prevent my going.
- Benim gidişimi engelleyecek hiçbir şey yok.
I'll never forget going to Hawaii with her.
- Onunla Hawai'ye gidişimizi hiç unutmayacağım.
Tom has decided to put off his departure.
- Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
He decided he would put off his departure.
- Gidişini ertelemeye karar verdi.
The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.