I'd like to travel around the world.
- Dünya'yı gezmek istiyorum.
I would like to travel around the world.
- Dünyayı gezmek istiyorum.
Ten policemen were assigned to patrol that area.
- O bölgede devriye gezmek için on polis ayrıldı.
Let's go for a ride in your new car.
- Yeni arabanla gezmeye gidelim.
Want to go for a ride?
- Gezmeye gitmek ister misin?
Even though it was raining, they went on their outing.
- Yağmur yağmasına rağmen gezmeye gittiler.
The boy was wandering about the town.
- Çocuk kasabayı geziniyordu.
When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
- İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
I don't want Tom wandering around the mall by himself.
- Tom'un alışveriş merkezinde tek başına gezinmesini istemiyorum.
I spent an hour wandering before I realised which way I needed to go.
- Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım.
He went to Hawaii to do some sightseeing.
- O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.
Tom went sightseeing.
- Tom gezi turuna gitti.