I'm going to take you on a tour.
- Seni bir geziye çıkaracağım.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
I will be traveling in Europe for two months.
- İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
He was traveling in the Philippines this time of last year.
- Geçtiğimiz yılın bu zamanında Filipinler'de geziyordu.
The trip calls for a lot of money.
- Gezi çok fazla para gerektirir.
You will benefit by a trip abroad.
- Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
He went to Hawaii to do some sightseeing.
- O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
We are going on a journey next month.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
Most students do the sights of Kyoto on their school excursion.
- Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.
We enjoyed the excursion very much.
- Geziden çok hoşlandık.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
I like to walk in the country.
- Ben kır gezisini seviyorum.
The man walked around the corner.
- Adam köşenin çevresinde gezindi.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
Don't accept rides from strangers.
- Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.
Some problems are expected on their expedition.
- Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.