gewährung

listen to the pronunciation of gewährung
Немецкий Язык - Турецкий язык
[die] verme, bahşetme
verilme
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gewährung в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

grant
{i} bağış

Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz. - We must not take anything for granted.

grant
{i} hibe

Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi. - This study grant was given to me by the departmental council.

Onun projesi hibeler tarafından finanse edildi. - His project was funded by grants.

grant
{f} vermek
grant
{i} ödenek
grant
kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
{f} kabul etmek
grant
onaylamak
grant
varsaymak
grant
{f} ver

Lincoln kölelere özgürlük verdi. - Lincoln granted liberty to slaves.

Üniversite ona bir burs verdi. - The college granted him a scholarship.

allowing
izin

Tom her pazartesi onun bisikletini ödünç almama izin veriyor. - Tom has been allowing me to borrow his bicycle every Monday.

Neden bunun olmasına izin veriyoruz? - Why are we allowing this to happen?

allowing
izin verilen
grant
(fiil) vermek, nasip etmek, onaylamak, kabul etmek, bağışlamak, burs vermek
grant
{f} burs vermek
grant
{i} feragatname
grant
terketmek
grant
(Avrupa Birliği) hibe, imtiyaz
grant
bağış,v.ver: n.burs
grant
{f} nasip etmek
grant
{f} 1. kabul etmek; rıza göstermek; yerine getirmek: She granted his request. Ricasını yerine getirdi. Granting the truth of what you're
grant
farzetmek
Немецкий Язык - Английский Язык
grant
granting
giving (of something)
allowing

Связанные Термины

Gewährung eines Lombardkredits
lending on collateral
Gewährung eines Lombardkredits
lending against/on security
Gewährung von Vollstreckungsschutz (durch ein Gericht)
stay of execution
die Gewährung eines Zuschusses
the grant of a subsidy
die Gewährung von Unterschlupf
giving shelter