gewählt

listen to the pronunciation of gewählt
Немецкий Язык - Турецкий язык
seçkin, seçme
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gewählt в Английский Язык Турецкий язык словарь

chosen
{s} seçilmiş

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Sen seçilmiş birisin. - You are the chosen one.

adopted
{s} evlat edinilmiş

Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum. - I know that I'm adopted.

O bir bebekken evlat edinilmiştir. - She was adopted as an infant.

chosen
{f} seç

Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım. - I realized that what I had chosen didn't really interest me.

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir. - The president of the republic is chosen by the people.

chosen
tercihli
chosen
karar ver/yeğle/seç
chosen
cennete gitmek üzere seçilmiş olan
adopted
evlatlık

Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı. - The rich merchant adopted the boy and made him his heir.

Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu? - Does Tom know he was adopted?

adopted
tatbik edilen
adopted
uygulanan
chosen
seçilen

O, seçilenler arasındaydı. - He was among those chosen.

chosen
seçilmek

Seçilmek istemiyorum. - I don't want to be chosen.

chosen
f., bak. choose. s. seçilmiş
chosen
{s} cennetlik
adopted
benimsedi

Tom Mary'nin fikrini benimsedi. - Tom adopted Mary's idea.

Onlar teklifi benimsediler. - They adopted the proposal.

chosen
{s} seçilmiş olan
adopted
{s} benimsenen
adopted
{s} kabul edilen
adopted
benimse

Onlar teklifi benimsediler. - They adopted the proposal.

Tom defter tutma metodumuzu benimsedi. - Tom adopted our method of bookkeeping.