getirmektedir

listen to the pronunciation of getirmektedir
Турецкий язык - Английский Язык
actionability
{i} quality of being actionable, liability to legal action
The characteristic of being actionable
getir
brought

My uncle brought a new TV set for us. - Dayım bizim için yeni bir TV seti getirdi.

Another ten minutes' walk brought us to the shore. - On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

getir
bring

Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh? - Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

Can S. Jobs bring back the magic to Disney? - S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi?

getir
(Bilgisayar) import

It's important to unite as many workers as possible. - Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.

The new law will bring about important changes in the educational system. - Yeni yasa, eğitim sistemine önemli değişiklikler getirecektir.

getir
brought into

Fadil was brought into the police station and questioned. - Fadıl polis karakoluna getirildi ve sorgulandı.

Sami was brought into the police station. - Sami karakola getirildi.

getir
bring into
getir
{f} bringing

Who are you bringing to the play? - Oyuna kimi getiriyorsun?

Are you bringing your camera? - Kameranı getiriyor musun?

getir
hand in
getir
broughtinto
getir
handin
getir
galligaskins
getir
spat
getir
hand#in
getir
bringinto
getirmektedir
Избранное