getirilme

listen to the pronunciation of getirilme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение getirilme в Турецкий язык Английский Язык словарь

getir
brought

Another ten minutes' walk brought us to the shore. - On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.

I brought you a little something. - Sana küçük bir şey getirdim.

getir
bring

Bring me today's paper, please. - Lütfen bana bugünün gazetesini getir.

Can S. Jobs bring back the magic to Disney? - S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi?

getir
(Bilgisayar) import

It's important to unite as many workers as possible. - Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.

The new law will bring about important changes in the educational system. - Yeni yasa, eğitim sistemine önemli değişiklikler getirecektir.

getir
brought into

Sami was brought into the police station. - Sami karakola getirildi.

A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill. - Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.

getir
bring into
getir
{f} bringing

Thanks for bringing me here. - Beni buraya getirdiğiniz için teşekkürler.

Our international sales continue to grow, bringing the name of Toyo Computer into businesses world-wide. - Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor.

getir
hand in
getir
broughtinto
getir
handin
getir
galligaskins
getir
spat
getir
hand#in
getir
bringinto
getirilmek
to be brought from (a place) to (someone or a place)
getirilmek
to be brought to (someone or a place)
getirilmek
to be fetched
getirilmek
to be put forward, be brought forth, be set forth, be presented
getirilmek
to be appointed to (a position, an office, etc.), be brought to (a position, an office, etc.), be designated (a title)
Турецкий язык - Турецкий язык
Getirilmek işi veya durumu
getirilmek
Gelmesi sağlanmak
getirilme
Избранное